Şahin Öner’i zırhlı araçla ezen polise verilen ceza istinafa taşındı
Diyarbakır’da 2013 yılında 19 yaşındaki Şahin Öner'i zırhlı araçla ezen polis Selahattin Korkmaz'a verilen 3 yıl 4 ay hapis cezasına karşı hem savcı hem de avukatlar istinaf başvurusu yaptı.

Fotoğraf: MA
Diyarbakır – Yenişehir ilçesinde 10 Şubat 2013 tarihinde Şahin Öner'i (19) zırhlı araçla ezen polis Selahattin Korkmaz, 23 Kasım 2021 tarihinde "bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek" suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Taraflar, Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı üst mahkemeye taşıdı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3'üncü Ceza Dairesi, olayı "basit trafik kazası" olarak değerlendirerek, dosyada yer alan raporlar arasındaki çelişkiler üzerine kararı "eksik inceleme" gerekçesiyle bozdu.
Kararı bozulması üzerine 30 Nisan 2024’te yeniden yargılama başladı. 22 Ocak’ta, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Ulaştırma/Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan bilirkişi raporu dosyaya konuldu. Bilirkişi raporunda, sanık polisin “tali kusurlu”, Öner'in ise “asli kusurlu” olduğu ileri sürüldü.
Tanık: Görüş mesafesindeydi
Ancak 29 Mayıs 2018 tarihinde görülen duruşmada tanık olarak dinlenen Yılmaz Dağ, "Panzer ölenin üstünden geçti ve sürükledi. İkinci binanın başına kadar götürdü, ikinci panzer geldi, tam ölenin başında durdu. Ölen, panzer onu ezmeden önce iki elini havaya kaldırmıştı, sokağın ortasındaydı” demişti.
Bir diğer tanık Levent Çartay da benzer yönde ifade vermişti. Çartay, olaya dair tanıklığını şu sözlerle anlatmıştı: "Panzer sokağa çok hızlı bir şekilde girdi, neredeyse duvara çarpıyordu. Gençler kaçmaya başladı, hayatını kaybeden kişi arkasını dönüp koşmaya başladı, 10 metre kadar yolun ortasında koştuktan sonra durdu ve panzere doğru dönüp iki elini kaldırdı. Bu sırada panzerle çocuk arasında beş metre kadar mesafe vardı, ama panzer hiç yavaşlamadı. Panzer çarptıktan sonra da durmadı diğer gençlerin peşinden gitti. Çocuk panzerin görüş mesafesindeydi, panzerin fren yaptığını düşünmüyorum. Devamında ikinci panzer geldi, çocuğun başında durdu. İkinci arabadan inen polisler yerdeki yaralı çocuğa küfrettiler. Polislerden biri amirini aradı, amire çocuğun ses bombası patladı diye bilgi verdiler. Çocuğun elinde bir şey olduğunu görmedim. Bence ezen kişi bilerek ezdi, olay kaza değildi."
Aynı karar verildi
Davanın 19 Mart'ta görülen duruşmasında karar çıktı. Mahkeme, sanık polis hakkında “taksirle ölümüne sebebiyet verme” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Mahkemenin gerekçeli kararında, tanık ifadelerinin dikkate alınmaması dikkati çekti.
Avukat ve savcıdan istinaf başvurusu
Mahkemenin verdiği karara hem savcılık hem de Öner'in ailesinin avukatları yeniden itirazda bulundu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının istifa başvurusunda, sanığa verilen cezanın fazla olduğu ileri sürüldü.
Avukatların başvurusunda ise, kararın "hukuka aykırı" olduğu belirtildi. Başvuruda, polisin, görmesine rağmen Öner’e hızla çarptıktan sonra üzerinden geçip geçtiği, Öner’in ellerini havaya kaldırarak "durun" demesine rağmen polislerin aracın hızını düşürmediği kaydedildi. Başvuruda, olay yerine gelen diğer zırhlı araçtaki polislerin de ağır yaralı vaziyette olan Öner’i emniyete götürdüğü hatırlatıldı.
Bazı medya organlarının olayın hemen ardından valilik açıklaması üzerinden “Bir göstericinin el yapımı patlayıcıyı polise atmak istediği sırada, patlayıcının elinde patlaması sonucu yaşamını yitirdiği” yönünde haberler servis edildiği hatırlatıldı. Başvuruda, “Valilik makamı olayın hemen başında soruşturmaya müdahale etmek istemiş, suçu örtme çabasına girişmiştir” vurgusu yapıldı.
“Tanık polislerin beyanları çelişkildir”
“Görevi ihmal/ihmalen insan öldürme/delilleri karartma” suçlarından yargılanması gereken polislerin tanık olarak dinlendiğine yer verilen başvuruda, “Bu tanıklar talimat duruşmaları ile dinlendiğinden müşteki vekilleri olarak soru sorma hakkımız engellenmiş ve duruşmaların doğrudanlığı/yüzyüzeliği ilkesini zedelemiş ve katılan vekilleri olarak dosyaya etkin bir şekilde katılımımızın engellenmesi durumu söz konusu olmuştur. Soruşturma aşamasında tekdüze beyanlarda bulunan tanık polis memurlarının kovuşturma aşamasındaki beyanları çelişkili ve ayrıntısızdır” diye belirtildi.
Olayda "kasıt" olduğu vurgulanan başvuruda, tarafsız tanık beyanları, hastane ve adli tıp raporlarına işaret edildi. Avukatlar, kararın Öner ailesi lehine bozulması gerektiğini belirtti. (Rukiye Payiz Adıgüzel/MA)
Evrensel'i Takip Et